قوله
تعالى وهو
الذي كف
أيديهم عنكم
وأيديكم عنهم
366- "Sizi Onlara
Üstün Kıldıktan Sonra, Mekke Bölgesinde, Onların Ellerini Sizden, Sizin
Ellerinizi Onlardan Geri Tutan, Savaşı Önleyen O'dur ... " (Fetih 24)
أنا إسحاق بن
إبراهيم أنا
عفان نا حماد
عن ثابت عن
أنس ان أناسا
من أهل مكة
هبطوا على
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم من جبل
التنعيم عند
صلاة الفجر
فأخذهم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فعفا عنهم
فأنزل الله عز
وجل { وهو الذي
كف أيديهم
عنكم وأيديكم
عنهم ببطن مكة
} الآية
[-: 11446 :-] Enes'in naklettiğine
göre, sabah namazı sırasında Mekke halkından bir grup Ten'ım dağından
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e saldırdı. Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları yakalatıp affetti. Bunun üzerine Yüce
Allah: "Sizi onlara üstün kıldıktan sonra, Mekke bölgesinde onların
ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan geri tutan, savaşı önleyen O'dur. ..
" ayetini indirdi.
Tuhfe: 309
8614'te tahrici
geçmişti,
أنا محمد بن
عقيل أنا علي
بن الحسين
حدثني أبي عن
ثابت قال
حدثني عبد
الله بن مغفل
المزني قال
كنا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بالحديبية في
أصل الشجرة
التي قال الله
وكأني بغصن من
أغصان تلك
الشجرة على
ظهر رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فرفعته
عن ظهره وعلي
بن أبي طالب
وسهيل بن عمرو
بين يديه فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم اكتب
باسم الله
الرحمن
الرحيم فأخذ
سهيل يده فقال
ما نعرف
الرحمن
الرحيم اكتب
في قضيتنا ما
نعرف فقال
اكتب باسمك
اللهم هذا ما
صالح عليه
محمد رسول
الله أهل مكة
فأمسك بيده
فقال فقد
ظلمناك إن كنت
رسولا اكتب في
قضيتنا ما
نعرف فقال
اكتب هذا ما
صالح عليه
محمد بن عبد
الله بن عبد
المطلب وأنا
رسول الله قال
فكتب فبينما
نحن كذلك إذ
خرج علينا
ثلاثون شابا
عليهم السلاح
فثاروا في
وجوهنا فدعا
عليهم النبي
صلى الله عليه
وسلم فأخذ
الله
بأبصارهم
فقمنا إليهم فأخذناهم
فقال لهم رسول
الله صلى الله
عليه وسلم هل
جئتم في عهد
أحد أو هل جعل
لكم أحدا أمانا
فقالوا لا
فخلى سبيلهم
فأنزل الله عز
وجل { وهو الذي
كف أيديهم
عنكم وأيديكم
عنهم } إلى
بصيرا
[-: 11447 :-] Abdullah b. Muğaffel
el-Müzenİ anlatıyor: Yüce Allah'ın (Kur'an'da) zikrettiği ağacın altında Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Ağacın dallarından bazıları
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sırtına değince ben o dalları
kaldırdım. Ali b. Ebi Talib ve Suheyl b. Amr ise Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in önündeydi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Rahman
ve Rahfm olan Allah'ın adıyla yaz" buyurunca, Süheyl, Hz. Ali'nin elini
tutarak: "Biz, Rahman ve Rahım'i bilmeyiz; bizim meselemizde bildiğimizi
yaz" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bismike
Allahümme. Bu, Allah'ın Resulü Muhammed ile Mekke halkının üzerinde
anlaştıkları antlaşmadır, yaz" deyince Suheyl, Hz. Ali'nin elini tutarak:
"Şayet, Sen O'nun elçisi isen bu takdirde biz sana zulmetmiş oluruz. Bizim
meselemizde bizim bildiğimizi yaz" dedi. Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bu, Abdullah'ın oğlu Muhammed'in, üzerinde
anlaştığıdır, yaz. Ama ben yine de Allah'ın elçisiyim" buyurdu. Biz bu
durumda iken (bu anlaşma yapılmışken) birdenbire silahlı otuz genç üzerimize
saldırıya geçti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara beddua etti de
Allah onları kör etti. Biz de üzerlerine yürüyüp onları yakaladık. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Herhangi bir kimsenin ahdiyle mi
geldiniz? Veya herhangi bir kimse size eman verdi mi?" diye sorunca,
onlar: "Hayır" dediler. Fakat, Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) yine de onları serbest bıraktı. Bunun üzerine Yüce Allah: "Sizi,
onlara muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden,
sizin ellerinizi de onlardan çektiren Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı çok iyi
görendir" ayetini indirdi.
Tuhfe: 9646
Diğer tahric: Hakim
(2/460); Beyhaki (61 319); Ahmed, Müsned(16800).